top of page
  • LinkedIn
  • Instagram

Saatlik On Cente Çalışan London’ı Anlamak

  • Yazarın fotoğrafı: Caner Çetin
    Caner Çetin
  • 23 Haz
  • 1 dakikada okunur

Yaz boyunca boğaz manzarasının eşlik ettiği kent olan Çanakkale’de kalmayı düşündüm. İş olanaklarının nüfus yoğunluğu ve demografik kriterleri bakımından az olduğu bu şehirde bir öğrenci olarak yaz boyunca ihtiyaçlarımı karşılayabilecek kadar bir para kazanmak istedim. Niyetimin çabamla buluşmasının ardından günlük sekiz yüz liraya on saat boyunca çalışabileceğim bir iş buldum. Basit servis personelliği işi yürüttüğüm bu yerde günlük kazandığım ücret ile giderlerimi karşılayabilmekle beraber para biriktirmek ve ihtiyaçların ötesinde iyi bir yaşam sürebilmek için yeteri kadar kazanmıyordum. İşimin uzun saatlerine rağmen kolay görevler barındıran dokusu, orada çalışmaya devam etmem için beni motive ediyor olsa da Türkiye’nin ekonomik bunalımı ve yüksek enflasyonu nedeniyle paralellik seyreden alım gücünün düşüklüğü harcadığım zamanın ve emeğin karşılığını alamıyor gibi hissetmeme yol açıyor.


İçinde bulunduğum durumun aslında tarih boyunca yaygın bir durum olduğunu büyük romancı Jack London’ın hayat hikayesini okuduğumda idrak ettim. Amerikalı yazarımız, bunalım zamanında işsizliğin artış gösterdiği bir zamanda ailesini geçindirmek için saatlik on cent kazandığı zor işlerin altına girmişti. Kendisinin entelektüel merakını gidermek için haftalık elli saatlik iş yükünün ardından kalan saatlerde kitap okuyan, dergilere yazı gönderen ve daha iyi yazmaya çabalayan London, ülkesindeki zor şartlara rağmen hevesini koruyabilmiştir. Azminden öte London ile bazı noktalarda benzerlik gösteren yaşam anlayışımızda London ile aramızda belirli farklılıklar bulunmaktadır.           

    

London gibi kendi geçimini sağlamaya çalışan bir kişi olarak mevcut ekonomide bunalım yaşamamın anormal bir duruma karşı gösterdiğim normal bir tepki olarak ele alıyorum. Gıda, ulaşım, barınma gibi temel ihtiyaçların karşılanmasının fahiş fiyatlara dayanması neticesinde oluşan ekonomik alım zayıflığı karşısında sergilediğim karamsar tutumun doğru bir tutum olduğunu düşünmekteyim. Araba ya da ev gibi alınan mal varlıklarının vergilerinin fahiş noktada olması doğrultusunda sergilediğim çaresizlik ve kabullenişin haklı temellere dayandığını düşünmekteyim.

Yorumlar


İLETİŞİME GEÇİN

Aşağıdaki formu doldurarak bize ulaşın:

Thank you for reaching out!

© 2023 Caner Çetin'e aittir. Tüm hakları saklıdır.

bottom of page